Uzm. Dr. Yaprak Arslan Psikiyatrist & Psikoterapist
İzmir Psikiyatrist
İzmir Psikoterapist
izmir Psikolog
Psikiyatrist
Psikoterapist
Psikolog
Major Depresyon
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Sosyal Fobi
Panik Atak
Obsesif Kompulsif Bozukluk OKB
(DEHB) Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Bipolar Bozukluk
Depresyon Tedavisi
Destekleyici Psikoterapi
EMDR
Cinsel Terapi
Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar
Görünüşün Ötesinde Bir Hastalık: Anoreksiya Nervoza ve Sosyal Medya Etkisi

Son günlerde toplumun gözü önünde yaşanan üzücü bir kayıp, yeme bozukluklarının ne kadar hayati ve fark edilmesi zor bir ruh sağlığı sorunu olduğunu yeniden hatırlattı.
Aynı zamanda sosyal medyanın konuya yaklaşım biçimi de, bu hastalık hakkında bilgilendirici bir içerik paylaşma gerekliliği duymama neden oldu.
Anoreksiya Nervoza yalnızca bireysel bir sorun değildir; toplumsal farkındalık ve sorumluluk gerektiren ciddi bir ruh sağlığı sorunudur.
Bu yaşananlar, beden algısına dair sorunların ne kadar görünmez olabileceğini ve zamanında fark edilmediğinde ne denli derin etkiler yaratabildiğini gösteriyor. Özellikle genç bireyler üzerinde baskı yaratan sosyal medya içerikleri, görünüşe odaklı yaklaşımlar ve kalıplaşmış güzellik algıları, yeme davranışlarını olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Anoreksiya Nervoza Nedir ve Ne Değildir?
Anoreksiya Nervoza, sadece “zayıf kalma isteği” ya da “kontrolden çıkan bir diyet süreci” değildir.
Bu hastalık, bireyin beden algısındaki bozulmadan kaynaklanan ve ciddi psikolojik ve fiziksel sonuçlar doğurabilen bir yeme bozukluğudur.
Kişi, normal kilosunun çok altında olmasına rağmen kendini kilolu algılayabilir; bu algı, davranışlarını belirgin şekilde etkileyebilir.
Neden Fark Edilmiyor?
Anoreksiya, çoğu zaman dışarıdan “irade gücü” ya da “zayıflama azmi” gibi yanlış etiketlerle tanımlanır. Bu tür yorumlar, kişinin yaşadığı ruhsal zorlukların ciddiyetini gölgeler. Sosyal medyada idealize edilen beden imgeleri ve sürekli sunulan “mükemmel” görünümler, özellikle ergenlik dönemindeki bireylerde yoğun bir duygusal baskıya neden olabilir.
Sosyal Medyanın Rolü
Sosyal medya, özellikle gençler için önemli bir ifade ve görünme aracı durumuna geldi.
Bu durum, bireylerin kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslamasına neden olabiliyor.
Zayıf görünmenin başarı gibi yansıtılması, beden algısının sağlıksız bir şekilde şekillenmesine yol açabiliyor.
- Bu noktada içerik üretenlere ve takipçilerine büyük bir sorumluluk düşüyor:
- Görünüşle ilgili yorum yaparken dikkatli olmak,
- Aşırı kilo kaybını “azim” ya da “başarı” gibi sunmaktan kaçınmak,
- Zayıflığın değil, sağlığın ve ruhsal iyilik halinin teşvik edildiği içeriklere alan açmak…
Sosyal medyanın yalnızca toplumsal bir yansıma değil, aynı zamanda yönlendirici bir araç olduğunu unutmadan; paylaşım yaparken daha duyarlı ve özenli bir dil kullanmak gerektiğini hatırlamakta fayda var.
Toplum Olarak Sorumluluğumuz
Anoreksiyaya karşı en büyük güç, farkındalık ve anlayıştır. Beden odaklı yorumlardan kaçınmak, özellikle gençlerle “şekil” değil, duygu üzerine konuşabilmek, onları yalnızca görmek değil; aynı zamanda duyabilmek oldukça önemlidir.
“Ne kadar zayıflamışsın!” gibi iyi niyetli görünen cümlelerin bile etkisi büyük olabilir. Beden yerine duyguya odaklanmak her zaman daha güvenlidir.
Tedavi ve Destek Süreci
Anoreksiya Nervoza tedavi edilebilir bir hastalıktır. Psikiyatri, psikoterapi, beslenme uzmanlığı gibi disiplinlerin bir araya geldiği çok yönlü bir yaklaşım, bireyin hem fiziksel hem psikolojik olarak güçlenmesine yardımcı olabilir. Bu süreçte erken müdahale hayati önem taşır.
Birbirimize karşı daha nazik, daha dikkatli ve daha gerçek olmaya ihtiyacımız var. Bazen görünmeyeni görebilmek için sadece biraz durmak ve gerçekten bakmak yeterlidir.
Psikiyatrist & Psikoterapist